Anlamdan Uzak, Görkemden Yakın Konuşmalar: Plaza Dili

 

Plaza Dili: Anlamdan Uzak, Görkemden Yakın Konuşmalar

İletişim mi? Güç Gösterisi mi?

Her gün duyduğunuz ama belki de fark etmediğiniz bir dil var. Toplantı odalarında, sunum slaytlarında, LinkedIn gönderilerinde yankılanan o süslü, cilalı, ama bir o kadar da boş kelimeler bütünü: Plaza Dili.

Kulağa sofistike geliyor, değil mi? "Verimlilik bazlı stratejiler geliştirmeliyiz." Peki, bu cümle gerçekte ne anlama geliyor? Gerçek bir mesaj mı taşıyor, yoksa sadece iyi eğitimli görünme çabası mı?

İletişim kuruyor gibi yaparken aslında kimseyle gerçek bir bağ kurmadığımız bir dünyada yaşıyoruz. Plaza dili, anlamdan çok görünüşe önem veriyor. O yüzden etkileyici, ama genellikle içi boş.

Plaza Dili: Anlamdan Uzak, Görkemden Yakın Konuşmalar


Plaza Dili Neden Bu Kadar Yaygın?

  1. Güç ve Prestij: Karmaşık konuşunca bilgili sanılırsınız. Kimse "Bunu anlamadım" demek istemez.

  2. Belirsizliği Gizleme: "Yeni nesil yaklaşımlar geliştiriyoruz" demek, aslında henüz net bir fikrimizin olmadığı anlamına gelebilir.

  3. Aidiyet Duygusu: Aynı kelimeleri kullanan bir topluluğa ait hissetmek güvenlidir. O yüzden herkes "fayda-maliyet analizi" yapar ama kimse "Bu iş mantıklı mı?" diye sormaz.

  4. Sorumluluk Almama: "Proaktif aksiyon alacağız" demek, kimsenin somut bir sorumluluk üstlenmek istemediğinin zarif bir ifadesidir.

Gerçek İletişime Dönüş Mümkün mü?

Plaza dilinden uzaklaşmak ve gerçek iletişime dönmek istiyorsanız:

  • Basitleştirin. "Bu projeyi hızlandırmalıyız" demek yerine, "Bu işi yarına bitirelim" deyin.

  • Anlamı güçlendirin. "Stratejik büyüme planı oluşturuyoruz" yerine "Daha fazla müşteri kazanmak için yeni yollar deniyoruz" demek daha net değil mi?

  • Daha az kelimeyle daha çok şey söyleyin. İnsanlar anlaşılır şeyler duyduklarında, harekete geçerler.

Plaza dili, karmaşıklıkla anlam arasında ince bir çizgide yürür. Anlam yaratmak için süslü kelimelere ihtiyacınız yok. İnsanlar sizi "kulağa akıllı geliyor" diye değil, gerçekten değer kattığınız için dinlemeli.

Sık Kullanılan Plaza Dili Sözlüğü ve Türkçe Anlamları (İfadeleri)

A

  • Action almak: Bir konu hakkında harekete geçmek.
  • Agile olmak: Çevik ve hızlı hareket etmek.
  • Alignment sağlamak: Fikir birliği oluşturmak.
  • ASAP: En kısa sürede, hemen.

B

  • Back to back meeting: Arka arkaya yapılan toplantılar.
  • Backup almak: Yedekleme yapmak.
  • Best practice: En iyi uygulama yöntemi.
  • Benchmark yapmak: Karşılaştırmalı analiz yapmak.
  • Brainstorming: Beyin fırtınası yapma.
  • Brief geçmek: Kısa bilgi verme.
  • Business case: İş planı.

C

  • Call almak: Telefon veya online görüşme yapmak.
  • Check etmek: Kontrol etmek.
  • Circle içinde olmak: Proje veya ekibin içinde yer almak.
  • Cold call: Önceden iletişim kurulmayan biriyle ilk kez iş amaçlı arama yapmak.

D

  • Deadline: Son teslim tarihi.
  • Deep dive yapmak: Konuya detaylı bir şekilde inmek.
  • Deployment: Yayına alma, uygulamaya geçirme.
  • Disconnect olmak: İşle ilgili iletişimi kesmek.

E

  • EOD (End of Day): Gün sonu.
  • E-mail atmak: E-posta göndermek.
  • Engage olmak: Bir konuya dahil olmak, ilgilenmek.
  • Expectation management: Beklenti yönetimi.

F

  • Follow-up yapmak: Takip etmek.
  • Forward etmek: E-postayı başkasına yönlendirmek.
  • Feedback vermek/almak: Geri bildirimde bulunmak/almak.

G

  • Go live: Bir projenin ya da sistemin aktif hale gelmesi.
  • Goal setting: Hedef belirleme.

H

  • Hands-on olmak: Bir işi bizzat yapmak.
  • Headcount: Çalışan sayısı.

I

  • Input almak/vermek: Görüş almak veya vermek.
  • Issue çıkarmak: Sorun yaratmak.

J

  • Job description: İş tanımı.
  • Join etmek: Bir toplantıya katılmak.

K

  • Kick-off meeting: Başlangıç toplantısı.
  • Know-how: Bilgi birikimi.

L

  • Lead etmek: Bir işi veya projeyi yönetmek.
  • Loop’a almak: Bir kişiyi sürece dahil etmek.

M

  • Meeting set etmek: Toplantı ayarlamak.
  • Milestone: Önemli kilometre taşı.
  • Mindset: Düşünce yapısı.

N

  • Next step: Sonraki adım.
  • Networking yapmak: İş bağlantıları kurmak.
  • No-brainer: Üzerine fazla düşünülmesi gerekmeyen konu.

O

  • Onboarding: Yeni çalışanı işe alıştırma süreci.
  • Offline konuşmak: Konuyu toplantı dışında ele almak.
  • Optimize etmek: Verimli hale getirmek.
  • Out of scope: Kapsam dışında.

P

  • Pipeline: Üzerinde çalışılan işler veya projeler dizisi.
  • Push etmek: Bir işi hızlandırmak, zorlamak.
  • Pivot etmek: Stratejik yön değişikliği yapmak.

R

  • Roadmap çıkarmak: Yol haritası belirlemek.
  • Reach out etmek: Birine ulaşmak, iletişime geçmek.
  • Report etmek: Rapor sunmak.

S

  • Schedule etmek: Programlamak.
  • Stakeholder: Projede yer alan ilgili kişiler.
  • Synergy yaratmak: İş birliğiyle daha iyi sonuç almak.

T

  • Takeaway: Önemli çıkarımlar.
  • Task assign etmek: Görev atamak.
  • Touch base yapmak: Kısa bir durum değerlendirmesi yapmak.
  • Turnaround time: Bir işin tamamlanma süresi.

U

  • Update etmek: Güncellemek.
  • Urgent: Acil.

V

  • Vision: Vizyon, ileriye dönük hedefler.

W

  • Workaround: Alternatif çözüm.
  • Workflow: İş akışı.

Artık top sizde. Bir sonraki toplantıda nasıl konuşacağınızı seçin. Görkem mi, gerçek mi?

Yorum Gönder

0 Yorumlar