Göbeklitepe Nedir? Göbeklitepeye Dair Bilgiler

göbeklitepe nedir, göbeklitepenin tarihi ve hikayesi, göbeklitepenin mimari özellikleri, göbeklitepe nasıl inşa edildi

Göbeklitepe Nedir? Göbeklitepeye Dair Bilgiler

Her şey Türkiye’nin Şanlıurfa ilinde tarlasında ekim yapan bir çiftçinin, arazisinde antik döneme ait bir tapınak bulmasıyla başladı. Bu öyle bir tapınaktı ki araştırıldıkça eski mısır piramitlerinden daha da eski bir döneme ait olduğu çıkar. Hatta büyüklüğünün İstanbul’daki Ayasofya camiinden daha büyük olduğu tespit edilmiştir.

İçerisinde ilginç resimler ve çizimler daha önce başka yerde görülmeyecek nitelikte ve taş devrine ait olduğu düşüncesini taşımaktadır. Diğer antik dönem yapıtlarına baktığımızda burada hiç keşfedilmeyen bulgulara rastlanır. Buda olan teorileri çürütüyor.

Diğer bir soruda taş devri insanları o dönemde neden bu kadar büyük bir tapınak yapma gereği duymuşlardı. Geçmiş kültür ve medeniyetler hakkında hangi gizemi taşıyor. Bütün bu sorulara yanıt bulmak için Göbeklitepe yi sizin için araştırdık.

Göbeklitepe Nedir?

Göbeklitepe dünyanın en eski yapılarındandır. Bu yapılar içerisinde T görünümlü sütunlardan oluşur. Bu sütunlar dairesel dizilmiştir ve aralarına taşlar döşenmiştir. Araştırmalara göre dünyanın başı diyeceğimiz bulgulara rastlanılır.

İlk olarak 1963 yılında bir Alman arkeolog tarafından kazılara başlanmıştır. Bu alman arkeolog diğer çalışmalarında rastladığı T görünümlü sütunlara burada da rastlar. Ancak bu sütunlar bir ev biçiminde değil, dairesel bir tapınak biçiminde olduğunu fark eder.

Araştırmalara göre burada 12 bin yıl öncesine ait bulgulara rastlanır. Bu daha önce hiç karşılaşılmamış bir keşifti. Göbeklitepe’nin keşfinden önce ilk insanların tarım hayatına geçtiği dönemlerde kullanılan aletler bulunmuştur. Bu aletler Göbeklitepe’ den 7 bin yıl sonrası a denk gelir. Daha önce bunların kullanıldığı düşünülmezdi.

Ancak Göbeklitepe’nin keşfinde anlaşıldı ki buradaki yapıtların birçoğunun yapımında bu aletler kullanılmıştı. Yani kendisinden 7 bin yıl önce keşfedilen aletler kullanılmıştı. Buda insanlık tarihinin tarım hayatına daha da eski bir zamanda geçtiğinin bir ispatıydı.

Göbeklitepe Nerededir?

12. 000 yıl öncesine ait bulgulara rastlanan bu tapınak dünyada insanlık tarihinin en geniş araştırması olarak adlandırılıyor. İnsanlığın en eski tarihi bulunan bu yer UNESCO dünya mirası listesine de adını yazdırmıştır.

1995 senesinde ilk kazılarına başlanan Göbeklitepe birçok turistlerinde göz bebeği özelliğini taşıyor.

Göbeklitepe konum olarak Fırat ve Dicle nehirleri arasında bulunur. Bu yer Şanlıurfa’nın Örencik köyü civarındadır. Şanlıurfa merkezine sadece 15 km uzaklıkta kalan Göbeklitepe’ ye ulaşımda kolaylaştırılmıştır. Buraya yerli ve yabancı turistler kafilelerle gelebildikleri gibi tek olarak merkezden taksi ya da otobüsle de gelmeleri mümkündür.

Göbeklitepe’nin Tarihi ve Hikâyesi

İnsanlık tarihinin en eski eseri Göbeklitepe. Henüz burada kazı çalışmaları başlamamışken, bölgede çok sayıda tarlalar mevcuttu. Hâlada etrafı tarlalarla çevrili olan yer hakkında bölge halkı buranın çalışması yapılmadan öncede bilindiğini söyler.

Çünkü burada ki tapınakta mezarlıklarda vardır. Ve bölge halkı burayı ziyaret yeri olarak tanımıştır. Öyle ki enenin belirli vakitlerinde burada kurban kesilir ve yemek dağıtılırmış. Ancak gerek Alman arkeolog, gerek se Türk arkeologların 1995 te kazımına başladıkları bu yer aslında daha da gizemli bir bölge olduğunu ortaya koydu.

Bölgede bulunan tarlaların sahibi halk 1986’da burada 2 tane heykel buluyor ve onlarım değerli olduğunu düşünüp müze müdürüne gösteriyor. Müze müdürü onları pek önemsemede depoya koymaların söylüyor. Depoda yıllarca kalan heykeller sonunda Alman Arkeolog Klaus Schmidt tarafından bulunuyor ve bunların nereden geldiğini soruyor.

Hikâyeyi dinleyen arkeolog bu yeri görmek istiyor. Burada yaklaşık 30 gün çalışan arkeolog sonunda burada eski döneme ait yapıtlar olduğunu fark ediyor. Ancak resimli figüre rastlayamıyor. Daha sonra bölge sahibi halk tarafından bu figürler ve T görünümlü sütunlarda tespit ediliyor ve 1995’ te tam olarak arkeolojik kazı çalışmalarına başlanıyor.

Göbeklitepe’nin Kültürel Özellikleri

Günümüzden 12 bin yıl önce, henüz avcılıkla geçinen bir toplumun burayı nasıl yaptıkları ve neden yaptıkları her geçen gün gizemli bir hal alıyor. Araştırmalara göre ise buranın yine inşa eden halk tarafından üstü örtüldüğü ortaya çıkmıştır. Peki ya neden tekrar kapatma ihtiyacı duymuşlardı? halâ kesin olarak keşfedilemiyor. Peki, bölge halkı 12 bin yıl önce ne durumdaydı?

Buradaki bulgular daha önce araştırılıp bulunan dönemlerle hiç bağdaşmıyordu. Çünkü o dönem halkı avcılıkla besleniyordu, kullanılan malzemeler taş ve tahtalara şekil verilen malzemelerdi. Yani ilk tekerlek bile henüz keşfedilmemişti. Doğayla mücadele içinde olan bu insanlar henüz hayvanlardan üstün olduklarının farkında bile değiller.

Bunun nedeni ise onlarda avcılık yapıyordu, insanlarda. Hatta yaşadıkları alanlar bile aynıydı. Dolayısıyla toplumsal olarak bir şey yapmak ve üretmek mümkün değildi. Ancak Göbeklitepe’nin bulunmasıyla tüm bu teoriler çürütülmüş oldu. Çünkü toplu bir şekilde bir tapınak yapılmış ve bu tapınakta insana ait figürler ve heykeller bulunuyordu.

Peki, burayı o dönem şartlarında nasıl ve neden yapmışlardı? Bunun bir kaç açıklaması olsa da henüz bir teori olmasının ötesine geçemiyor. Bir kaç teoriye göre;

l Dönemin insanları güvenilir olması için bir takım köyler kurmaya başlamışlardı. Bunlardan biri ise Suriye’de bulunan jerf el ahmerdir. Göbeklitepe yapımıyla aynı seneye denk gelir. Bu dönemde avcılık yapan halk, takasla ticarette yapıyordu. Buna göre Göbeklitepe dönem dönem toplanılan bir ticaret merkezi olabilirdi.

l Göbeklitepe bir tapınak olabilirdi. Eğer öyleyse burası tarihin en eski ve en büyük tapınağı oluyordu. Çünkü daha eski tapınak bulunmuş olsa da Göbeklitepe çok fazla büyüktür.

Göbeklitepe’ de Çıkarılan Buluntuların Anlamları

Avcı bir topluluk olarak yaşam süren insanların doğayla iç içe olmaları, onların doğayı ne kadar çok sevdiğini kanıtlar. Hayvanların güçlerine hayran kalan halk, hayvanların av taktiklerini öğrenme çabasındaydı. Dolasıyla belki dini olarak, belki de sadece sevdikleri için leopar, aslan, nesli tükenmiş hayvanlar, kuşlar, örümcekler gibi hayvanları sütunlara oymuşlardır.

Bazı dairelerde ise T şeklinde insan siluetleri vardır. Bunların yüzlerinde herhangi bir işleme yoktur. Ancak ellerini karınlarını tutacak vaziyettedir. Bazı bilim insanlarına göre yüzün çizilmemesi, o taş sütuna tanrısal anlam koymaları olabilir. Çünkü tanrısal olarak düşünülen bir yapıtın yüzünü çizmek saygısızlık olabilirdi.

Göbeklitepe’nin Mimari Özellikleri

Göbeklitepede T biçiminde sütunlar bulunur ve bu sütunlar dairesel biçimde döşenmiştir. Sütunların bir kısmı ahşap üzerine oturtulmuştur. Henüz 5/1 i tamamlanan kazının daha da çok süreceği. Ve bu sütunlarda daha da fazlası ortaya çıkacağı düşünülmektedir.

Göbeklitepe Nasıl İnşa Edildi?

Dönem incelendiğinde tekerlek ve ya kazım için çeşitli araç gereçlerin olmadığı görülür. Ancak şekil vermek için kullanılan taş ve tahtalar vardır. Tepe incelendiğinde büyük kayaların yerinde oyularak şekillendirildiği, daha sonra 50 ve ya 60 kişilik topluluklar olarak tahtaların üzerine yerleştirildiği ve kayık gibi insan gücüyle taşındığı bilinir.

Bazı sütunlar 16 tonluk ağırlıktadır. Böyle bir mühendislikte daha eski bir dönemde öğrenilip, yapılamayacağı düşünülüyor. Yani Göbeklitepe 12 bin yıllıksa, buradaki insanlar kendilerini 13 bin ve ya 14 bin yıl öncesinden geliştirmiş olmaları gerekir.

Göbeklitepe’ de İnanç

Göbeklitepe’de yapılan araştırmalara göre sadece bir tapınak olmadığı görülür. Belkide hiç tapınak olarak kullanılmamışta olabilir. Ancak en belirgin bulgu tapınak olduğu yönündedir. Dönemin insanları zaman zaman buraya gelip inançları gereği ibadet ve toplantı yapıyorlardı. Bu ibadet hac benzeri bir ibadet olarak düşünülebilir.

Dönemin insanları araştırmaya göre Şamanizm tarzı dine inanıyorlardı. Göbeklitepe daha sonra insanlar tarafından bilerek toprak altına gömülmüştür. Bunun nedeni ise ya yeni bir din keşfetmiş olmaları, ya da bölge halkının orayı terk ederken başkalarının eline geçmesini istememeleri sebebi olabilir.

Yorum Gönder

0 Yorumlar